Türkiye'nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı Raporu

Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı | Nisan 2023 31 Geleceğe Bakış Günümüz eğilimlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynayan Z jenerasyonu mal ve varlık sahipliğine giderek daha az önem vermekte, bu da bireylerin ve grupların kullanmadıkları fiziksel varlıklarını hizmet olarak paylaşarak gelir elde etmesini sağlayan paylaşım ekonomisini büyütmektedir. Aynı şekilde araç sahipliğinin bir yük olarak görülmeye başlanması da “hizmet olarak araç” iş modellerinin ortaya çıkışını desteklemektedir. Dünya çapındaki büyük şehirlerin yeni mobilite hizmetlerine uyum sağlayacak bir dönüşümü benimsemesi ile mobilite hizmetleri tüketiciler için daha ulaşılabilir kılınacaktır. Mikromobilite çözümlerinden paylaşımlı araç, paylaşımlı sürüş kullanımına ve abonelik uygulamalarına kadar, araç sahipliğini tercih etmeyen tüketiciye yönelik farklı iş modelleri yaygınlaşmakta, bu iş modelleri ise temelinde dijital platform çözümlerine dayanmaktadır. Tüketicilerin çevreye duyarlı tercihler yapmaya başlaması ve karbonsuzlaşma küresel hedefleriyle birlikte artan elektrifikasyon talebi otomotiv sektörüne elektrikli araçlar için artan talep ve arz olarak yansımıştır. BM İklim Değişikliği Konferansı (COP 26) Glasgow İklim Paktı’nda alınan karara göre Türkiye’nin de dâhil olduğu 33 ülke, 6 büyük araç üreticisi ve diğer aktörler, tüm yeni otomobil ve kamyonet satışlarının küresel olarak 2040'a kadar sıfır emisyonlu araçlar olması yönündeki kararlılıklarını ortaya koymuşlardır. 2025 yılı sonuna kadar küresel elektrikli araç satışının 20 milyonu aşması bekleniyor. • Deloitte’un ‘2023 Küresel Otomotiv Tüketici Araştırması’na göre, Türk otomobil kullanıcısının bir sonraki aracını hibrit elektrikli araç ya da pille çalışan elektrikli araç tercih etme oranı %44. Ancak iklim değişikliği endişesi elektrikli araç tercihindeki ilk 5 motivasyondan birisi bile değil. Daha düşük yakıt maliyetleri, daha iyi sürüş deneyimi ve daha az bakım ihtiyacı elektrikli araçları tercih etmenin ilk 3 nedenini oluşturuyor. • Deloitte’un ‘Otomotiv Satış ve Satış Sonrasının Geleceği’ raporuna göre, orijinal ürün üreticilerinin (OEM) satış sonrası karının 2035 yılına kadar %55 düşeceği tahmin ediliyor. Elektrikli araç artışıyla birlikte gerçekleşmesi öngörülen bu düşüş sıfır ile üç yaş arasındaki araçların satış sonrası gelirine bağımlı olan sektörler için risk yaratıyor. 28 • Elektrikli araçlara geçiş, otomotiv parça üreticileri ve sektörünü de hızlı aksiyon almaya zorluyor. Ortalama bir elektrikli araç sahip olduğu yaklaşık 20 hareketli parça ile ortalama 2.000’in üzerinde hareketli parçalı bir benzinli araca kıyasla çok daha az parça gerektiriyor. Parça tedarikçileri mevcut talebe cevap verebilmeleri için ürün ve hizmetlerini çeşitlendirmeleri, uzmanlıklarını geliştirebilmek için diğer tedarikçilerle işbirliği yapmaları ve hatta sürdürülebilir tedariği sağlayabilmek adına yer değiştirmeleri beklenmektedir. 29 Arz yönlü alınan aksiyonlar, hükümetlerin elektrikli araçlarla ilgili teşvikleri ve tüketicinin azalan endişesiyle birlikte, 2025 yılında elektrikli araç satışlarının 20.6 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. 27 Bunun önemli göstergelerinden biri olarak; BMW, 2025 yılına kadar 2 milyon adet tamamen elektrikli araç satışına ulaşmayı planlamakta ve 2030 yılına kadar küresel satışların en az %50'sinin tamamen elektrikli modellerden olacağını tahmin etmektedir. 27 BloombergNEF, 2022 Electric Vehicle Outlook 28 Deloitte Analysis, Battery electric vehicles in the aftersales market 29 Automotive World, How will growing EV sales impact the automotive supply chain?

RkJQdWJsaXNoZXIy NDE5MDI=